Sayın başbakan Binali Yıldırım’ın, “dolardan bize ne, dolsa ne olur, dolmasa ne olur? Biz kasaya dolana bakalım, her şeyi getirip dolara bağlamanın anlamı yok. Çıkıyor, iniyor” dediği 2016 yılının Ekim ayından bu yana yaklaşık 18 ay geçti. Dolar, kendisinin dediği gibi dolmaya devam etti ve 3,09 TL’dan 4,09 seviyelerine geldi. Bu da %32’lik bir artışı gösterir. Bu artışa kim ayak uydurabilir? Kaldı ki paramızdan 6 sıfır atıldığında 1 TL= 1 dolar olacaktı. Şimdi dolar, T.L’nın 4 katı ( 1 dolar = 4 T.L) oldu.
Bir yurttaş olarak, bu durum günlük hayatımızı çok etkilemektedir. Dolar dolmasa (yükselmese), gelirlerimizin alım gücü düşmeyecek, iğneden ipliğe her şey pahalılaşmayacak, yatırımlar artacak, işsizlik düşecek, üretim artacaktır. Bu da dolayısıyla refah düzeyini yükseltecek ve toplumsal barışa hizmet edecektir.
Çok değil 5 yıl öncesine dönersek, 2013 yılında ortalama dolar kuru 1.90 T.L seviyesindeyken 2018 yılı Nisan ayında 4.09 T.L olmuştur. %100’den fazla bir artış söz konusudur. Yine aynı yıl bir çeyrek altın 143 lirayken, şu an 288 T.L’dır.
Burada da % 100 artış vardır. Buna karşılık 2013’te en düşük bir emekli memurun maaşı 1188 T.L’dan 1910 T.L’sına çıkmış, %70 artış olabilmiştir. Bırakın refah payını 5 yılda % 30 alım gücü azalmıştır. Yani fakirleşmiştir. Bu nedenle “dolar dolsa ne olur, dolmasa ne olur?” diyemeyiz.
Dövizin önlenemeyen artışından dolayı dışarıdan ithal ettiğimiz petrol, doğalgaz ve her türlü teknolojik aletlerin fiyatları artacaktır. Bu da günlük hayatımızda içtiğimiz sudan, yediğimiz ete, ekmeğe, meyveye kullandığımız doğal gaza, tükettiğimiz elektriğe kadar zam demektir.
Dolar, sadece ekonomik sebeplerden değil, aynı zamanda siyasi ve sosyal sebeplerden de artar. Peki, Doların dolmaması ( yükselmemesi) için ne yapmalı? 1-) Önce devlet idaremizin hukuk, adalet, eşitlik, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve özgürlük niteliklerinin sağlamlaştırılması, 2-) Yatırımcının yeni iş sahaları açması için önünü görmesi, ihalelerde, kredilerde, yatırımlarda, teşviklerde kimsenin kayırılmaması, eşit şartlar sunulması, 3- Beyin göçünün durması için yetişmiş, nitelikli gençlerimizin ülkede kalmaya özendirilmesi, 4- Devlette savurganlığın önüne geçilmesi, 5-) Eğitim sistemimizin çağdaş dünyadan kopmaması ve teknolojik gelişmelere açık olması, 6-) Tarım ve hayvancılığın yeterince desteklenmesi, 7-) Çevreye duyarlı sanayi ve enerji yatırımlarına öncelik verilmesi, 😎 Ülkede yaşayanların sağlıklı olması, sağlıklı yaşaması için gıda terörüne karşı devletin her türlü tedbiri alması gerekir.
- asrın ilk çeyreğini tamamlamamıza az bir süre kala, iyi bir dünyada yaşadığımızı söyleyemeyiz. İnsanlarımız, hayat pahalılığı, terör, hava kirliliği, trafik keşmekeşi ile birlikte çalan savaş tamtamları arasında bir yaşam sürdürüyor. Devlet adamlarına düşen, insanlık için daha müreffeh bir dünya yaratmaya çalışmaktır.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili